Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig Kitap Değerlendirmesi
Kitap hakkında daha önce yazılanlara bakmadan, sadece kitapla ilgili değerlendirmelerimi sunuyorum. Bir düşünce deneyi gibi bir hikâye anlatıyor kitap. Büyük bir hikâye. Büyük bir düşünce deneyi!
İnsana hayatının, hayatta olmasının ne kadar büyük bir şey olduğunu hatırlatıyor.
Hayatımın “hayatta olmak” kısmının önemini çok hissettiğim bir döneminde iyi geldi bu hikâyeyi dinlemek. (6 Şubat depremlerinde çok giden oldu. Kitlesel bir ölüm anı ile karşılaştık. Ayrıca yakınlarımdan da hayatını kaybedenler oldu. Hayatta olmanın, birinin hayatta olmasının ne kadar büyük bir önem arz ettiğini hissettim.)
Bazen hikayeler bize yeni kapı açmaz. Bizdeki
deliklerin içinde akar foşur foşur. Genelde sevdiğimiz hikayeler bizde delik
açan hikayeler değil. Deliklerimize uygun, gediklerimizi doldurup geçen şeyler.
Bu da öyle. Adeta sörfçünün bir dalga üzerinde akıp gittiği gibi bir okuyucu
olarak hikaye ile birlikte akıp gidiyorsunuz. Kitabın ilk kısımlarında henüz sahilden
dalgalara doğru yol alan sörfçülerin elleriyle kendilerini itmesine benzer
hissetmiştim ama hikaye gelişimi başladığı ana kadar sabredince güzel dalgalar
ile besledi beni.
Kitabı okumadığımı, storytel’de 1,25x hızda dinlediğimi de
belirtmeliyim sanırım.
Gece Yarısı Kütüphanesi Kitabını Kimler Okumalı?
Bu kitap sanırım 15 yaş üzeri için uygun. Kitapta cinsellik
eser miktarda. Madde kullanımı desen gelişmiş dünyada olmazsa olmaz.
Özellikle ergenlik krizleri için çok destekleyici bir kitap
olduğunu düşünüyorum. Ergenlik krizlerini 30’larında, 40’larında yaşayanlar
için de geçerli. "Ben kimim ve neden yaşıyorum?" "İlerde başıma ne gelecek?" "Bu
hayatta yaşayacaklarıma ne kadar etkim var?" "Şanslı insanlara göre gerideyim, şanssızlara
göre zübbeyim; ben nasıl fark yaratabilirim?" Bu gibi sorularla, yaşama başlamaya dair kaygılı
sorularla cebelleşenlere bu kitap diyor ki: yaşa! Sadece yaşa!
Gece Yarısı Kütüphanesi Kitabı Ne Anlatıyor?
SPOILER ALERT:
- Kitabı okumayacaksanız bu kısım size genel bir fikir verir.
- Okuyacaksanız kitaptan aldığınız zevki bence çok azaltmaz. Kitabı okurken bir sürpriz son beklentiniz azcık da olsa oluyor; bu beklentiden vazgeçmiş olursunuz.
- Kitabı okuduysanız burada benim hikayeyi nasıl tarif ettiğimi okuyup kıçınızla gülebilirsiniz.
Gece Yarısı Kütüphanesi Kitabı Hikâye Özeti
Nora intihar ediyor. Geçmişte bir şeyi farklı yapsaydı yaşayacak olduğu hayata (ama
yine şimdiki zamana) gitmesini sağlayan bir afaki bir kütüphaneye gidiyor. Mesela
uyduruk bir örnek vereyim: üniversitede şu dersi bırakmasaydım nasıl bir hayatta
olacaktım diyor; şakkadak oraya gidiyor ve o hayatı yaşamaya başlıyor. Bir adamın kahve içme teklifini reddetmediği
hayata gidiyor mesela adamla evli, çocuğu var.
Bu gidip denediği hayatlarda yaşayası gelmediğinde ise gözünü
kütüphanede açıyor. Bu hayatlardan birinde buzul bilimci olduğu için kutup
ayısının kendisine doğru koştuğu, ayı tarafından öldürülmesine ramak kaldığı
bir olay yaşıyor. Bu deneyim sayesinde Nora yaşamak istediğini anlıyor. En
basit haliyle yaşamak, yani hayatta olmak.
Her türlü hayatı denedikten sonra, hatta bir tanesini çok
sevdiği ve geri dönmek istemediği halde Nora kendi kök yaşamına dönüyor. Hayatının,
sevdiklerinin kıymetini anlamış, yaşamak için cesaretini toplamış halde!
Gece Yarısı Kütüphanesi Kitabı Ana Fikir
Kitabın ana fikri hayatın önemli olduğu. Yaşamın, yaşamda
olmamızın önemli olduğu. Nora hayatlarında hiç etkisi olmadığını düşündüğü
insanların hayatında olmadığı hayatlarda bu insanların ne kadar farklı yaşamlarda
olduğunu görüyor. Onlarla zayıf zannettiği bağların ne kadar önemli olduğunu,
yani kendisinin hayatta olmasının ne kadar büyük bir fark yarattığını görüyor.
Gece Yarısı Kütüphanesi Kitabı Hakkında Genel Düşünceler
En son Körlük’ü okuduğumda “bu hikâye bir düşünce deneyi”
diye düşünmüştüm. Tabi o zaman düşünce deneyi demeyi bilmiyordum. Sağ olsun
sevdiğim bir arkadaşım yakın zamanda öğretti bu kavramı bana. Zaten sahip
olduğumuz gözlemlerle, hepimizin üzerinde mutabık olduğu mantıksal önermeler
ile varsayımsal bir durum yaratarak bu durumda neler olacağını hayal etmek yani.
Gece yarısı kütüphanesi de böyle bir şey. Dolayısıyla ilginç gelmesi kolay,
ilgi çekmesi kolay bir kitap. Kitabı okusam mı diye düşünenler için söylüyorum
bunları biraz. İlgimi çeker mi diye düşünmenize gerek yok, kolayca yakalar
sizi. Zaten dünyanın her yerinde satılan, herkese hitap eden bir kitabın başka
türlü olduğu nadiren görülür.
Benim gibi çok satan kitaplara alerjisi olanlar için de şunu
söyleyebilirim. Hep çok zor kitaplar mı okuyacağız ve gülüm! Tamam onları da
okuyalım ama arada da iyi hissetmek için okusak, şöyle kendimizi dinlesek… Meditasyon
niyetine okusak. İşte bu öyle bir kitap. Kendinle zaman geçirmek için okuyabilirsin.
Yorumlar
Yorum Gönder